Depremin başladığı ilk günden bu yana deprem bölgesine yardım ulaştıran Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), Ramazan ayı boyunca Türkiye’de özellikle deprem bölgesine yardımda bulundu.
Ramazan yardımları hakkında bilgi veren Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü İzani Turan, deprem bölgesinde ve Türkiye’de yardıma muhtaç kimseyi bırakmadıklarını söyledi. İzani Turan, deprem bölgesinde özellikle depremzedeler için tüm imkanlarını seferber ettiklerini belirtti. “Bu yıl ramazan yardımlarımızın tamamını deprem bölgesi başta olmak üzere yurt genelinde depremzedelere ve ihtiyaç sahibi kardeşlerimize ulaştırmaya çalıştık”söz konusu.
Ramazan ayında deprem bölgesinde 5 milyondan fazla depremzedeye yardım
Turan, depremin yaşandığı andan itibaren milli dayanışma ruhuyla hareket ettiklerini belirtti. “Deprem bölgesinde kurduğumuz iyilik çadırları ve mescit çadırları ile Ramazan ayının manevi iklimini yaşatmaya çalıştık. 2023 Ramazan programımız kapsamında 100 bin gıda paketi, 100 bin hijyen paketi, 50 bin alışveriş yardım kartı, 20 bin iyilik çantası, 20 bin dua seti, 50 bin Kuran-ı Kerim, 17 bin bayram ve 3 milyon iftar ve sahur yemeği deprem bölgesi. 5 milyondan fazla depremzedeye yardım ulaştırdık.”konuştu
Deprem bölgesi dışındaki illerde ihtiyaç sahibi 5 milyon kişiye yardım
Turan, aynı zamanda deprem bölgesi dışında başka illerde de yardım yaptıklarını söyledi. “Ramazan ayı boyunca misyonerlerimiz ve gönüllülerimiz yurdumuzun dört bir yanında büyük bir gayret göstererek milletimizin yardımlarını ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırdı. 1003 şubemiz aracılığıyla 500 bin kişiye zekat ve fitre, 770 bin kişiye iftar, 342 bin kişiye bayram kolisi, 1 milyon 759 bin kişiye gıda kolisi ve alışveriş yardımı olmak üzere 5 milyondan fazla ihtiyaç sahibine yardım ulaştırdık. 1 milyon 631 bin kişiye kart Deprem sonrası memleketlerinden ayrılan ve ülkemizin birçok yerinde ağırlanan depremzedelerimizi unutmadık. Misafir oldukları illerde onlar için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Her yıl yardımlarımızı ulaştırdığımız ihtiyaç sahibi ailelerimizi de unutmadık. Ramazan ayının rahmetiyle ülkemizde nerede bir ihtiyaç sahibi varsa yardıma koşturmaya çalıştık” dedi.sözlerini kullandı.
“Milletimiz işbirliği ve kardeşliğin en güzel örneklerini sergiledi”
“Geçtiğimiz yıllarda pandeminin de etkisiyle zor zamanlar yaşandı. Bu yıl deprem nedeniyle hüzünlü bir Ramazan ayı geçirdik. Milletimiz bu zor dönemde her zaman olduğu gibi bu ramazanda da cömertliğini göstererek paylaşmanın, yardımlaşmanın ve kardeşliğin en güzel örneklerini sergiledi.diyen Turan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eleme Çadırlarımız deprem bölgesinde 11’i çok büyük olmak üzere 41 noktada hizmet verdi. Ramazan ayı boyunca 3 milyon depremzedemize ve bölge yetkililerine iftar ve sahur ikramında bulunduk. Güzellik Çadırları birçok yönden bölgedeki kardeşlerimizin hizmetinde olmuştur. Örneğin burada iftar öncesi ve sonrası farklı etkinlikler yapılırdı. Çocuklar için çeşitli etkinlikler düzenleyerek afetin olumsuz izlerini silmeye çalıştık. Çocuklar için orta oyunu, Karagöz-Hacivat etkinliklerimiz oldu. Çadırlarımızda ablalarımız için de çeşitli etkinlikler düzenledik. Ayrıca bildiğiniz gibi deprem bölgelerinde camiler de ağır hasar gördü. Vatandaşlarımızın rahat bir şekilde namazlarını kılabilmeleri için 500 civarında mescit çadırı kurduk.
Türkiye Diyanet Vakfı olarak depremden etkilenen küçük kardeşlerimizi yalnız bırakmıyoruz. Kırtasiye setleri, boyama kitapları, defterler, eğitici oyunlar ve etkinlik kitaplarından oluşan 20 bin adet Güzellik Çantasını afet bölgelerindeki çocuklarımıza hediye ettik. Ayrıca bugüne kadar bu bölgeye 50 bin civarında Kur’an-ı Kerim gönderdik. Neden Kuran? Bizim insanımız istiyor. ‘Ben Kuran okuyarak rahatlarım, bana Kuran gönder’ diyor. ‘Benim Kuran’ım enkaz altında’ veya ‘Kur’an benim giremediğim evde, bize Kuran lazım’ diyorlar. Kitaplarını dağıttık. Hayırsever milletimiz tüm zorluklara rağmen komşusuna, kardeşine, yetimlerine sahip çıkmaya devam ediyor. Depremin ardından milyonlarca kardeşimiz mağdur olurken, ihtiyaç sahibi sayısı da artarken bağış yapan vatandaşlarımızın da duyarlılığı arttı ve veren el ile alan el arasında köprü olduk.”
